26 Aralık 2011 Pazartesi

Hakikat

At hadi, fırlat beni gücünün yettiğince uzağa. Ölümden sonra yaşam yok ya, kaç hücrem ölür ki en fazla, sana dokunmadığımda. Daha kaç vücutta yaşatabilirim, soğuk duvarlara yaslanan sıcak bedenini? Kaç kez ölürsün içimde başka bir şehirde, yeniden doğmak üzere?


Gerçekler canını acıtmaya başladığında kabullenmek zorlaşıyor değil mi? Aslında sen de bana hiç gelmedin, tıpkı benim sana gelmediğim gibi. Biz hiç var olmadık, yalnızca yaşadık iki dünyanın arasında; olmayan duyguların, olmayan suretlerini, olmayan bedenlerimizle. Ben aslında hiç gelmedim sana. Sen yanında olmamı istedin, ben yanında olmayı, hepsi bu...


Bir paradoksun anlattığı kadar buradayım ben de. Soruların sustuğu vakit, ben beni hiç görmediğin yerde olacağım, sen gitmiş olacaksın, simitler atılmış martılar doymuş olacak. Ama biz yok olmayacağız....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder