Kanatlarımı farkettiğimden beri, peri zannediyorum kendimi. Hayat verebilirim zannediyorum kuklalara. Çok sevince açılır zannediyorum çiçekleri. Ama her ağaç canlanmıyor, sevmek onlara insan olabileceklerini öğretmiyor. Her bünye kabul etmiyor sevgiyi, en fazla iplerini veriyorlar başkalarının eline. Ben düşlerin içinde bir düşün yerine, düş gibi bir gerçeğin peşinde koşuyorum. Varlığına hiç şahit olmadım, ama ben göremedim diye inkar edemem ki Halley kuyruklu yıldızının varlığını.
Nefes alamam sahte suların dibinde, okyanusun özgürlüğünde olmalı düşlerim; adımlarımı sayamam, ayakkabılarım eskiyene kadar yürümek varken. En kaliteli ağaçtan yontulmuş olsa da, baban en güzel şekilde boyadıysa bile yüzünü, annen ipek kumaşlardan diktiyse de gömleğini iplerin başka birinin ellerinde olduğu sürece sevemem seni. O eller benim ellerim bile olsa, kabullenemem ruhsuz bir bedeni, bedenimde...
Nefes alamam sahte suların dibinde, okyanusun özgürlüğünde olmalı düşlerim; adımlarımı sayamam, ayakkabılarım eskiyene kadar yürümek varken. En kaliteli ağaçtan yontulmuş olsa da, baban en güzel şekilde boyadıysa bile yüzünü, annen ipek kumaşlardan diktiyse de gömleğini iplerin başka birinin ellerinde olduğu sürece sevemem seni. O eller benim ellerim bile olsa, kabullenemem ruhsuz bir bedeni, bedenimde...
"Neden?" diye sorma ben giderken, gittiğimi farkedebilirsen. Yanımda kalmak için gerçek bir çocuk olmak gerek, ya da kendi ipini kendin çek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder