13 Şubat 2012 Pazartesi

Kapılar

"...bir şafakmış gibi; ulaşılmaz bir kayboluşmuşcasına esiri olduğum"


Hiç bir zaman açılmayacağını bildiğin kapılar. Dökme demirden kale kapılarına taş çıkartacak kadar güçlü, paslı, bir o kadar da kirli kapılar. Onca siyahlığın içinde ışıldayan altın kulpları kapının ve elinde kocaman bir anahtar. Açabilecek misin? Kolay mı pastan birbirine kaynamış menteşelerin arasındaki buzları kanatmak? Peki kapının önünde anahtarınla dururken açamadığın için dönmek kolay mı? Oysa ki o anahtarı bulduğun zaman ne kadar da sevinmiştin. Ama gerçek şu ki o anahtara sahip olduğun sürece acı çekeceksin....


Soğuk yüzüne vuracak, gözlerini parçalayacak jilet gibi buza dönüşmüş yağmur damlaları. Dönüş yolunda ayaklarına batacak çakıl taşları. Ruhlar görüyorum, beynimin rutubet kokan dehlizlerine sıkışmış, kıvranıyorlar. Sığamadıkları bir bedeni yok etmek için beynimi kamçılıyor ürettikleri düşünceler. Korkuyorum bu sessizliğin derime dağladığı sinsi lekelerden. 

Adem ve Havva örtünmek için giyinmeseydi eğer,üşümeyecektik belki şimdi. Isınmak için giyinmeseydik eğer, soğuk bu denli içimize işlemeyecekti. Hatalar geçmişe dayanıyor. Benim, senin, bizim bile geçmediğimiz geçmişe....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder