Gür toprakların içinden çıkıp gelmiş soğuk diyarların günahına. Günün her saati sakin gülümsemesiyle uzaktan uzağa izliyor aldığım her nefesi.
Gecenin karanlığına gömdüğüm bir kaç nefret tohumu baş veriyor, korkuyorum büyümesinden. İnatla susuz bırakıp üstüne bastığım topraklarıma kin kusuyor sevgisiyle. Kinimi besliyor kaçamıyorum..
Tüm korku filmleri güneşli güzel günlerde başlar, lanet onları bulmadan önce herkes çok mutludur.Şimdi ben de o güzel günlerin yerini yavaşça yağmurlara bırakırken içim ürperiyor; ya sonunda o lanet beni bulduysa?
Ciğerim parçalanırcasına koşarak kaçıyorum, uzaklara en uzaklara kaçıyorum. Mola yerlerimden anılar toplayıp, anılarımla birlikte kaçtığım yere geri dönüyorum. Dönüş yolunda çöken gecenin karanlığından yine kaçıyorum. Belki de içimde yaşayan bunca kini taşıyan omuzlarımdan kaçıyorum. Ya da kim bilir sadece beni ben yapan herşeyden kaçıyorum. Ben olmaktan vazgeçip, ben olamayışıma ağlıyorum. Ve yine beni özleyip bir bildiğim olduğuna kanaat getiriyorum; kendime saklanıp, sessizliğime gömülüyorum. En gürültülü şarkıları son ses açıp içimde çığlıklar atan beni saklıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder