Bir kelebeğin kanatlarıyla uçuyorum gökyüzünde. Dinleniyorum böylelikle, yürümekten daha fazla çaba sarfetsem de...
21 Ekim 2013 Pazartesi
Bir Ses
"Hadi kalk" diyor bir ses. "Tam da şimdi, denizin ortasında çağır tabutunu. Böylesi reva ihlal edilmiş iyi niyetine. Böylesi reva hiç bir zaman değişmeyecek çizgilere. Ve reva işte böylesi kendinin zannettiğin dünyanın, hayallerinin terk edilişine"
....
Özgürlük istedik hep, savaştık başkalarından daha fazla olsun diye kendi özgürlüğümüz. "Gecenin bir vakti istediğim kadar bağırabilirim" dedi biri; "Öyleyse ben de senin uyuduğun yeri ıslatabilirim sabahları. Bu da benim özgürlüğüm" diye cevapladı diğeri.
Tanımadığımızdan belki, bilemedik hiç neydi özgürlük. Neydi bunca türküye, şarkıya yerleşen; dilimizden düşmeyen özgürlük.
Mutluluk gibiydi çoğu tanımı, anlamı yoktu. Bazen var, çoğu zaman yoktu.
"Özgürlük sadece bir özlemdir." Demiş kelebek, kavuşunca anlamını yitiren kelimedir...
Tanımadığımızdan belki, bilemedik hiç neydi özgürlük. Neydi bunca türküye, şarkıya yerleşen; dilimizden düşmeyen özgürlük.
Mutluluk gibiydi çoğu tanımı, anlamı yoktu. Bazen var, çoğu zaman yoktu.
"Özgürlük sadece bir özlemdir." Demiş kelebek, kavuşunca anlamını yitiren kelimedir...
Ama Bazen
Bazen sadece hayatını anlamlandırabilmek adına; hiç var olmamış olaylara anlam yüklersin. Bi' sikime yarayacağından değil. Bu senin "Götüme rahat battı." deme şeklindir. Gerisi sıradan. Kimsenin kimseden farkı yok. Farklı görmeye çalıştığın saçmalıklar var sadece.
Gümüş Takımlar
Hayatım öylesine kalabalık, kalbim öylesine paramparça ki şimdi hiç bir yere ait değilim. Her gittiğim yerde farklı bir ben, farklı birine aşık oluyorum. Parçalanmış ruhlarımın hesabını yapıp, bir araya toparlayamıyorum. Hani annelerimizin yıllarca bir misafir gelirse çıkarırız diye kullanmadığı gümüş takımlar vardır ya, en fazla on defa kullanılan senede, aynı onlar gibi sevgim. Zamanı gelince hevesle kullanabilmek için gözyaşlarımı harcamıyorum boş yere. Beklenen misafir hiç gelmeyecek olsa da, sen hoş geldin gecelerime...
İnci
Uyandığım her sabaha adını fısıldıyorum, yalnızlığın varlığını unutturduğun için bana. Sensizliğin adını aşk koydum, tam da inancımı yitirmişken aşka çıktığın için karşıma. Artık aşk da, sensizlik de yok mısralarımda...
...
Dans eden iki insan tablosu yapmışım da; dansa devam etmelerini bekliyormuşum gibi hissediyorum şimdi...
2 Ekim 2013 Çarşamba
Bana Göre
Bana göre kimse "Türküm!" diye bağırmak ya da bunun için and içmek zorunda değil. Türklük duygusu içten gelir. Desen de demesen de bu böyledir, böyle kalacaktır. Dayatmayla, zorla kabullendirilemez, söylenmeyince de gitmez. Andımız kaldırıldı diye kimse Türk olmaktan vazgeçmeyecektir. Ki çoğu özel okulda zaten okunmuyordu. Özel okul demişken. Özel okullar Kürtçe eğitim verecekmiş. Bu da çok değişik bir olay değil. Zira yıllardır bir çok özel okulda Fransızca eğitim veriliyor. Hatta sadece Fransızca değil direkt Fransız eğitimi veriliyor. Ve kimse yıllardır benim ülkem benim dilimde eğitim verecek demiyor. Ya da sırf üç beş okul Fransız eğitimi verdi diye asimile olmadık, Türk olmaktan milli duygularımızdan vazgeçmedik. Hükümet insanların sadece dini duygularını kullanarak bir yerlere gelmiyor. Milli duygularını da kullanarak birbirlerine düşürüp kaosa, iç savaşa sürüklüyor ki kendisini desteklemeyenler Kürtçe eğitim verecek okullarla uğraşırken, bunun için savaşırken kendisiyle uğraşacak fırsatı bulamasın. Bu millet Arabıyla, Çerkesiyle, Yahudisiyle, Rumuyla, Alevisi, Sünnisi, Türkü, Kürdüyle bir bütün. Bu parçalandığı anda Gezi Parkı Topçu Kışlası olur, Taksim AKM yıkılır otopark olur, 3 TL olan sigara 10 TL olur, alkol satışı yasaklanır, benzinin litresi 5 TL olur, emeklinin maaşı açlık sınırının altında olur, 10 TL'lik elektrik kullanımına 40 TL fatura ödersin, eylem yapma hakkın elinden alınır, maç bile izleyemezsin korkudan; polis kral olur, başbakan padişah. Bu parçalandığı anda söylenecek tek söz "Şeriat'ın kestiği parmak acımaz." olur...
Karşıyım
Bizi yönetenleri seçmek için kapalı oylamaya karşıyım. Fakat bu seçimin bilinçsizce yapılmasına, okuma yazması olmayan, siyasetin ne olduğunu bilmeyen, attığı oyun ne işe yarayacağını bilmeden makarna karşılığı oy veren insanların katıldığı seçime daha da karşıyım.
...
Yanmadan bilemezsin ateşin sıcaklığını ve ateşin de canını yakabiliyorsan, daha çok yanıyorsa canın; ortasındasın başka bir hayatın. Artık hayat kümenle kesişen bir hayat daha var adımlarının başına adını koyduğun.
Bunalmış
Hangi ayrılığa iyi gelmiş ki zaman? Hangi yaranın izini silmiş. Çabalar boşa, özlemler baki. Yalnızlıksa sonsuz dünyamda. O korktuğum, kaçmaya çalıştığım, her denememde ardıma bakmadan koşarken kucağına düştüğüm azılı bir düşmancasına hep karşımda. O ki beynimin orta yerine yerleşmiş azılı bir virüsçesine damarlarımda.
Yazın ortasında dayanılmaz bir soğuk. Yağmurun içinde ölümcül susuzluk. Olmadı, olmayacak huzur. Yanmış ormanlarda yetişmez kolay kolay çimenler. Yangın yeri küle dönmeden, küller göğe ermeden bitmez bu boşluk ya da ben geçmezden evvel serden. Çığlığım ulaşmayacak yerine yine, duyulmayacak yakarışlarım. Yoruldum artık, dayanamıyorum. Kimseyi, hiç bir şeyi değil huzuru istiyorum. Tek bir iyi insan kaldıysa yer yüzünde gelsin şimdiden kuluyum...
Acıtmayacak insan kendini seveni, elini tutan, yerden kaldıran eli ısırmayacak. Tutup kalktıktan sonra ayağa vurmayacak. "Gitme!" diye yalvardıysa bir kere, kalkınca yerden; "Git artık." demeyecek. Öldürebilirim böylesini gözümü kırpmadan.
Yazın ortasında dayanılmaz bir soğuk. Yağmurun içinde ölümcül susuzluk. Olmadı, olmayacak huzur. Yanmış ormanlarda yetişmez kolay kolay çimenler. Yangın yeri küle dönmeden, küller göğe ermeden bitmez bu boşluk ya da ben geçmezden evvel serden. Çığlığım ulaşmayacak yerine yine, duyulmayacak yakarışlarım. Yoruldum artık, dayanamıyorum. Kimseyi, hiç bir şeyi değil huzuru istiyorum. Tek bir iyi insan kaldıysa yer yüzünde gelsin şimdiden kuluyum...
Acıtmayacak insan kendini seveni, elini tutan, yerden kaldıran eli ısırmayacak. Tutup kalktıktan sonra ayağa vurmayacak. "Gitme!" diye yalvardıysa bir kere, kalkınca yerden; "Git artık." demeyecek. Öldürebilirim böylesini gözümü kırpmadan.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)