Küçük bir odada, yıkılışıma, yeniden ayağa kalkışıma, mutluluğun dibine vurduğum şu günlere şahitlik eden; ezildiğim, yüceltildiğim, sırlarımı paylaştığım, yalnızlığımı anlattığım bu odada hiç bir zaman yalnız kalamayışımı dinleyeceğim söylediğim şarkılarla.
"Yalnızlık kaç boyutludur?" diye sordu Berduşt. Ve Kelebek şöyle dedi:
Yalnızlık, sonsuzluktur. Bu yüzden ki soyuttur. Ve dostum yalnızlığın boyutu yoktur. Varolmak bir boyutsa da tek boyutludur yalnızlık. Yani nereden bakarsan bak yoktur. Yalnızlık ya bu adında saklı sorunun cevabı. Tek, bir, yalnız boyutludur. Her kapısı kendine çıkan saçma bir labirent gibi, dolambaçlı sokakları olan bir şehirdir yalnızlık.
Bir şehrin kalabalığında seni hiç bir insanın anlayamamasıdır bazen, bazen de seni anlayabilecek tek insanın bin fersah ötedeki şehirde varlığından bihaber uyumasıdır bir aşiftenin kollarında. Hasrettir, vuslattır yalnızlık. Doğumdan, ölüme koşarken geçtiğimiz yollardır işte, her döneminde farklı hayatlara misafir olduğumuz ve nice misafirleri ağırladığımız. Hiç kimseye "Artık ben varım." diyememektir varlığından şüphe ederken. Cesaret istemez ama, tembel işidir, güçsüz işidir çoğu. Korkmaya cesaretin yoksa yalnızsın...