23 Haziran 2012 Cumartesi

Yalnızlık kaç boyutludur?

Kanatlarımı bir kenara bırakarak yazacağım bu yazıyı. Kelimelerimin boyadığı renklerde ışık oyunları yapmadan, yenilir yutulur bir hoşluk yaratmaya çalışmayacağım, yazmayacağım yani bu akşam da ben. Sadece dinleneceğim kendi yalnızlığımda. Kendimi dinleyişime şahit olacak satırlar yaratacağım tapılası. Ya da belki günlerdir yaptığım gibi en can alıcı noktasında tıkanınca kaydetmeden kapatıp bu sayfayı yeni baştan başlamak üzere "iyi geceler" dileyeceğim kelebeğe. Ve tekrardan Küçük İskender'i anacağım "Sen yazamayacak kadar çok şey yaşadın."

Küçük bir odada, yıkılışıma, yeniden ayağa kalkışıma, mutluluğun dibine vurduğum şu günlere şahitlik eden; ezildiğim, yüceltildiğim, sırlarımı paylaştığım, yalnızlığımı anlattığım bu odada hiç bir zaman yalnız kalamayışımı dinleyeceğim söylediğim şarkılarla. 

"Yalnızlık kaç boyutludur?" diye sordu Berduşt. Ve Kelebek şöyle dedi:
Yalnızlık, sonsuzluktur. Bu yüzden ki soyuttur. Ve dostum yalnızlığın boyutu yoktur. Varolmak bir boyutsa da tek boyutludur yalnızlık. Yani nereden bakarsan bak yoktur. Yalnızlık ya bu adında saklı sorunun cevabı. Tek, bir, yalnız boyutludur. Her kapısı kendine çıkan saçma bir labirent gibi, dolambaçlı sokakları olan bir şehirdir yalnızlık. 

Bir şehrin kalabalığında seni hiç bir insanın anlayamamasıdır bazen, bazen de seni anlayabilecek tek insanın bin fersah ötedeki şehirde varlığından bihaber uyumasıdır bir aşiftenin kollarında. Hasrettir, vuslattır yalnızlık. Doğumdan, ölüme koşarken geçtiğimiz yollardır işte, her döneminde farklı hayatlara misafir olduğumuz ve nice misafirleri ağırladığımız. Hiç kimseye "Artık ben varım." diyememektir varlığından şüphe ederken. Cesaret istemez ama, tembel işidir, güçsüz işidir çoğu. Korkmaya cesaretin yoksa yalnızsın...

7 Haziran 2012 Perşembe

Kırgınım Bugün

Evet kırgınım bugün biraz. Yorgunum üstelik. Öyle yorucu bir işim olduğundan falan değil. Yalnızlığıma tek ilaç insanların yanımda olmayışından, beni dinlemeleri için avaz avaz bağırırken duymazdan gelişlerinden yorgunum. Zannettiğim kadar da yanımda olmayışlarından belki, belki her zaman olduğu gibi benim yalnızlığın üstesinden gelişlerimin güçlü olduğuma inandırmasından onları. Güçlü falan değilim ben, zannettiğiniz gibi mükemmel hiç değilim. Yanımda olmayın, alışkınım buna. Elimden tutun yalnızca. Sarılışlarınızı görmeliydim bugün, belki de uzun zaman sonra ilk defa bugün...